KIYÂMET ALÂMETLERİ:

KIYÂMET ALÂMETLERİ:

Kıyâmetten evvel bâzı harikulâde hallerin meydana geleceği hem Kur’ân’da, hem de Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem tarafından haber verilmiştir. Bu hususta çok sayıda Hadis-i Şerif nakledilmiştir. Bu alâmetlerden en büyüklerine ″Alâmet-i Kübrâ″ denilmiştir. Bunlar genel olarak şöyledir:

Bir Duman’ın zuhur etmesi. Bu du­man, kâfirleri sarhoş edecek, Mü’minlere ise sâdece bir nezle şeklinde dokuna­caktır.[1]

Deccal’ın zuhur etmesi.

Yecüc ve Me’cüc’ün çıkması.[2]

Îsâ Aleyhisselâm’ın gökten inmesi ve Peygamberimiz Muhammed Mustafa Sallallâhu aleyhi ve sellem’in şeriatiyle amel etmesi. Allah’u Teâlâ Sûre-i Zuhruf, Âyet 61’de: ″Ve şüphesiz ki Îsâ, kıyâmetin bir alâmetidir…″ diye buyurmuştur.[3]

Dâbbet’ül-Arz’ın zuhur etmesi.[4]

Yemen tarafından dehşetli bir ateşin çıkarak etrafa yayılması.

Doğuda, batıda ve Arap yarımadasında birer büyük yer çöküntüsü olması.

Güneşin batıdan doğması.[5]

Bu hususta Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

بَادِرُوا بِالْأَعْمَالِ سِتًّا طُلُوعَ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا أَوْ الدُّخَانَ أَوْ الدَّجَّالَ أَوْ الدَّابَّةَ أَوْ خَاصَّةَ أَحَدِكُمْ أَوْ أَمْرَ الْعَامَّةِ (م عن ابى هريرة)

″Altı şeygelmedenamellere koşuşun. Güneşin batıdan doğması, Duman, Dâbbe, Deccal, herhangi birinize mahsus olan fitne (ölüm) ve bütün umûma şâmil olan iş (kıyâmet).″[6]

Huzeyfe Radiyallâhu anhu’dan nakledilen Hadis-i Şerif’te de şöyle buyrulmuştur:

Biz birgün kendi aramızda konuşurken, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem yanımıza çıkageldi. Bize: ″Ne konuşuyorsunuz?″ dedi. Biz de: ″Kıyâmet gününden konuşuyoruz″ diye cevap verdik. Bunun üzerine Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

إِنَّهَا لَنْ تَقُومَ حَتَّى تَرَوْنَ قَبْلَهَا عَشْرَ آيَاتٍ فَذَكَرَ الدُّخَانَ وَالدَّجَّالَ وَالدَّابَّةَ وَطُلُوعَ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا وَنُزُولَ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَيَأَجُوجَ وَمَأْجُوجَ وَثَلَاثَةَ خُسُوفٍ خَسْفٌ بِالْمَشْرِقِ وَخَسْفٌ بِالْمَغْرِبِ وَخَسْفٌ بِجَزِيرَةِ الْعَرَبِ وَآخِرُ ذَلِكَ نَارٌ تَخْرُجُ مِنْ الْيَمَنِ تَطْرُدُ النَّاسَ إِلَى مَحْشَرِهِمْ (م حم عن حذيفة بن اسيد الغفارى)

″Şüphesiz on alâmet görülmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. Bunlar: Deccâl, Duman, Dâbbet’ül-arz, güneşin batıdan doğması, Meryem oğlu Îsâ Aleyhisselâm’ın yere inmesi, Ye’cûc ve Me’cuc’ün zuhur etmesi, doğuda, batıda ve Arap yarımadasında olmak üzere üç yer çöküntüsü, son olarak da Yemen’den çıkarak insanları Şam’a sürecek ateşin meydana gelmesi.″[7]

Bir de ″Alâmet-i Suğrâ″ denilen kıyâmetin küçük alâmetleri vardır. Bunlardan bâzıları da şöyledir: Din hususunda bilgisizliğin her tarafa yayılması, sarhoşluk veren şeylerin içilmesi, zinâ gibi fuhşiyatın yayılması, kadınların açık giyinerek gezmeleri, öldürme hâdiselerinin artması...


[1] Sûre-i Zuhruf, Âyet 10-16.

[2] Sûre-i Kehf, Âyet 93-99; Sûre-i Enbiyâ, Âyet 96.

[3] Yine bakınız: Sûre-i Nisâ, Âyet 157-159.

[4] Sûre-i Neml, Âyet 82.

[5] Sûre-i En’am, Âyet 158.

[6] Sahih-i Müslim, Fiten 25 (127, 128).

[7] Sahih-i Müslim, Fiten 13 (39 Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 15555.


.